Beyni çalıştırmak kadar, gerektiğinde onu durdurmakta önemli diye düşünüyorum. Durdurmak ne
Buna iyi bir örnek, çöküntü (depresyon) halindeki kişinin beyninin, kendi aleyhine düşünceler üretmesi olabilir. Kendisini değersiz, başarısız bulur ve bunu destekleyecek ne kadar kötü anı varsa onları dün yaşanmış gibi canlı bir şekilde, karanlık diplerden çağırmaya başlar. Adeta yaşamında başarılı olduğu, iyi veya mutlu olduğu hiçbir şey yoktur, yaşanmamıştır. Bu durum, beynin son derece (kendine) zararlı bir çalışma halidir. Bunun durdurulması gerekir.
Ayrıca durdurulması gereken zararlı beyin faaliyeti , kişinin yakınları ve çevresi, hatta hiç tanımadığı kişiler, başka ülke insanları aleyhine de olabilir. ( Şiddet olayları/savaş, her türden sömürü, ırkçılık, başkalarının yoksulluğu ve acıtılması pahasına aşırı zenginleşme arzusu, paraya/güce doyamamak.. vs..).
Fakat, durdurulması gereken zararlı beyin faaliyetinin farkına varılabilmesi için, önce geri planda sürekli çalışan birkaç doğru programa sahip olmak, yani iyi eğitilmiş ve asgari düzeyde çalışan bir beyin gerekir. Bu bir çelişki gibi görünüyor, yani gerektiğinde beyni durdurmak için, çalışan bir beyne sahip olmak gerektiği konusu. Ama öyle değil. Günümüzde çoğunlukla yapıldığı gibi bilgisayar dünyasından örneklersek, beynimizde, sonradan yüklenmiş veya bazıları baştan yüklü (içgüdüler) birçok program çalışıyor. Aynı anda birçok programın çalışması (multitasking) bilinç düzeyinde mümkün olmasa da , kısa aralıklarla ardarda da olsa beynimizde birçok program çalışıyor. Bunların bazıları , kişinin kendisine veya çevresine zararlı! (ek: Çevreye, dünyaya zararlı olan, ergeç kişiye veya ona yetişmese de yakınlarına zarar olarak döner görünüyor)
Burada bir şey daha akla geliyor: O sıra kendimize zararlı gibi görünse, rahatsızlık verse bile, durdurulmaması gereken bir sorgulama, araştırma faaliyeti de var olabilir. Dolaylı ısı ile durdurulması gerekenlerle gaz verilecek olanları ayırt edebilmek de tecrübe/zaman gerektiriyor sanırım. İşin kötüsü -şu beyin kapasitesine oranla- zamanımız çok kısa.
Son cümle şöyle de olabilirdi :
İşin kötüsü -şu beyin veya belki ciğerimiz, kalbimiz, böbreğimiz hatta tırnağımızın bile katıldığı, ama toplamda düşük bilgi işleme kapasitesine oranla- zamanımız çok kısa.